Güncel
Tuğluk, Kemalist Güçleri `Gerici`lere Karşı İşbirliğine Çağırdı
PKK-HDP çizgisinin önemli isimlerinden Aysel Tuğluk, Kobani`den sonra çözüm sürecini değerlendirdiği yazısında barış adımında bile ne kadar dar ideolojik bir saplantı içerisinde bulunduğunu açıkça ortaya koymuş.
Çözüm sürecinin saÄŸlıklı yürüyememesinin önemli bir nedeni olarak, PKK-HDP çevresinin müzakere yaptıkları kesimin az da olsa Ä°slami tona sahip oluÅŸu olduÄŸu ve seküler-sol Kemalistlerle fikir birliÄŸinin bir gereÄŸi olarak bunlarla yapılmak istendiÄŸi öteden beri seziliyordu. Aysel TuÄŸluk bu gerçeÄŸi bugün çok yalın bir ÅŸekilde itiraf etmiÅŸ. Sol hareketlerin içinde bulunduÄŸu sapmayı ve kullanılmayı görmeyen TuÄŸluk, “Radikal dinci gruplar öteden beri bölge devletlerinin Sol muhalefeti ve seküler geliÅŸmeleri bastırma aracı olarak kullanılan yedek rezervidirler.” demiÅŸ.
AKP üzerinden islama saldırmaktan kaçınmayan TuÄŸluk’a göre Kobanê`den sonra çözüm süreci bitmedi ve fakat “AKP kesin bir ÅŸekilde partner olmaktan çıkmıştır. Zira, IŞİD kartı ile sürece karşı en büyük komployu kurdu. Bu açıdan süreç konusunda devletin geleceÄŸini düÅŸünenler ve seküler güçler hızla sorumluluk almalıdır.”
TuÄŸluk, harekete geçme çaÄŸrısında bulunduÄŸu seküler çevrenin tekçi, despot ve vaat ettiÄŸi diktatörlüÄŸü ise gerici “dikdatörlük” hayaletiyle örtmeye çalışmış.
TuÄŸluk’un hezeyanlarına göre, “AKP çizgisi Türkiye’nin bütünü için ÅŸu an yürürlükteki en büyük tehlikedir. Bizzat IŞİD ideolojisi ve yaÅŸam anlayışının AKP eliyle toplumun dokularına nüfuz etmesinden söz ediyorum. O yüzden çoktandır unutulmuÅŸ bir tarzın, ideolojik eleÅŸtirinin artık yeniden hatırlanması gerekiyor. DoÄŸrusu sahada çok ÅŸiddetli bir ideolojik mücadele yaÅŸanıyor. Bu mücadelenin tarafları arasında uzlaÅŸma zemini de mevcut deÄŸil.”
TuÄŸluk ideolojik çöküÅŸünü ise ÅŸu söylerle özetlemiÅŸ: “AKP çizgisi Kobane önlerinde ideolojik rengini ve bitiÅŸini çok net sergiledi. Tezkere alayı-valasıyla ömrünü uzatma çabasındadır. Ancak ideolojik olarak tükenmiÅŸ gerici bir çizginin uzatmaları olabilir ama bitiÅŸi kaçınılmazdır!..”
Ä°ÅŸte Aysel TuÄŸluk’un skandal yorumu:
Kobanê`den sonra çözüm süreci ve AKP`nin tükeniÅŸi
ErdoÄŸan ABD’ye gitmeden evvel bambaÅŸka bir hava esiyordu. Newyork’ta AKP’nin siyaset oluÅŸturucuları ÅŸapkadan yeni bir tavÅŸan çıkardılar ve ABD dönüÅŸü tam tersi bir hava yaÅŸandı. Artık Türkiye koalisyona dahil olmuÅŸ, OrtadoÄŸu’nun ÅŸekillenmesinde rol almış ve IŞİD bir anda “kanlı bir terör örgütü” oluvermiÅŸti. Açıkçası bu sahte dalga ve abartı hemen çeÅŸitli çevrelerde panik oluÅŸturmaya baÅŸladı. Siyaset biliminin bazı kadim kuralları ne de çabuk unutuluyordu. Bu kurallardan birisi de; devletlerin politika deÄŸiÅŸtirmekte hiç te hızlı hareket etmediklerine dairdir. Araya bir hafta geçmeden Joe Biden’ın açıklamaları ve sözüm ona “özürü” iÅŸin rengini daha da netleÅŸtirdi. Ardından DavutoÄŸlu’nun kara harekatının gerekçesinin Åžam/Esad olduÄŸunu ilan etmesi tezkere gürültüsünü iyice dindirdi.
Gerçek ÅŸu ki, Türkiye halen iki yıl önceki Suriye politikasında ısrar ediyor. Kürt siyasi kazanımlarını red ederek Kürt güçlerini Özgür Suriye Ordusuna katılmaya zorluyor. Ä°ÅŸgal ve istila için de BM ve NATO nezdinde rol peÅŸinde koÅŸmaktan geri kalmıyor.
Radikal islam ile oyun kurmak
Artık OrtadoÄŸu’da siyaset yapan herkesin kanımca ÅŸu bir kaç hususu daha iyi anlaması gerekiyor:
I-Radikal dinci gruplar öteden beri bölge devletlerinin Sol muhalefeti ve seküler geliÅŸmeleri bastırma aracı olarak kullanılan yedek rezervidirler.
II- Ä°ktisadi ve siyasal yozlaÅŸma ve yoksunluk durumunda statükonun yan ürünü olarak çoÄŸaltılan bu gruplar, emperyal güçler ve bölge güçleri tarafından “oyun kurmak” için kullanılırlar.
III- Bölgenin gerici güçleri ile bu radikal güçler arasında inanç, ideoloji, dil, nihai amaç ve sosyalite bakımından pek bir fark yoktur.
IV- IŞİD yukarıdaki çerçeveye baÄŸlı olarak, yıllara dayanan iliÅŸkiler sonucu DavutoÄŸlu/ErdoÄŸan çizgisi tarafından OrtadoÄŸu’da “oyun kurucu ülke olmak” stratejisinin bir gereÄŸi olarak sahaya sürüldü.
V- IŞİD, Suriye’nin iÅŸgali ve kürt kantonlarının etkisizleÅŸtirilmesi amacına ulaşıldığı anda devre dışına sürülür ve Anadolu’da “insani yardım kuruluÅŸu” olarak hayatına devam eder.
VI- IŞİD’in baÅŸarısız olması durumunda bizzat hamileri, yani AKP en aktif haliyle devreye girer.
VII- Uluslararası güçler nezdinde AKP çizgisi tüm yüzleri ile deÅŸifre edildi ve önemli oranda IŞİD’le aynı çizgi olduÄŸu da çeÅŸitli biçimlerde ifade edildi.
VII- Ä°ÅŸte Newyork dönüÅŸü yaratılan tezkere gürültüsü ve aynı günlerde IŞİD’in Kobane merkezine tüm ÅŸiddeti ile saldırması bütün bu unsurların orada masa üzerinde tartışılmasıydı. Dünya güçleri daha yüksek sesle “ne yaptığınızı biliyoruz” dediler.
Çözüm süreci bitiyor mu?
“Oh olsun demeyiz” derken her zamanki lümpen tarzı ve riya dolu suratıyla dalga geçenlere karşı kürt siyasetinin de artık bazı temel hususları ciddi olarak tartışması gerekiyor. Zaten AKP sözcüleri “sürece mecbur deÄŸiliz” demeye baÅŸladı bile.
Ne zaman AKP’ye yönelik eleÅŸtiriler çoÄŸaltılsa hemen “öyleyse süreç bitecek mi?” diye soruluyor. Hayır, kesinlikleBarış sürecini bitirmekten söz etmiyorum. Ama açıkça belirtmek gerekiyor ki, AKP kesin bir ÅŸekilde partner olmaktan çıkmıştır.Zira, IŞİD kartı ile sürece karşı en büyük komployu kurdu. Bu açıdan süreç konusunda devletin geleceÄŸini düÅŸünenler ve seküler güçler hızla sorumluluk almalıdır.
Son tezkere hamlesi ile AKP kendi bekaası için hiçbir yöntemden kaçınmayacağını herkese bir kez daha gösterdi. Ancak yaptığı her hamle, her yanlış hamle siyaseten ve diplomatik olarak oldukça zorlu bir dönemden geçtiÄŸini de gösteriyor. Bu anlamda bölge için her türlü gericiliÄŸin kaynağı haline gelen bu çizgiye tüm kürt güçlerinin tutamak olmasına son verilmelidir. AKP’nin Türkiye’deki demokrasinin geliÅŸimine ciddi bir engel oluÅŸturduÄŸu, demokrasiyi kafa saymaya ve seçim oyunlarına indirgediÄŸi gözönüne alındığında, artık ciddi olarakdiktatörlükten söz etmek gerekiyor.
Belki insanların çoÄŸu farkında deÄŸildir ama AKP çizgisi Türkiye’nin bütünü için ÅŸu an yürürlükteki en büyük tehlikedir. Öyle IŞİD’in Türkiye’ye dönmesinden söz etmiyorum. Bizzat IŞİD ideolojisi ve yaÅŸam anlayışının AKP eliyle toplumun dokularına nüfuz etmesinden söz ediyorum. O yüzden çoktandır unutulmuÅŸ bir tarzın, ideolojik eleÅŸtirinin artık yeniden hatırlanması gerekiyor. DoÄŸrusu sahada çok ÅŸiddetli bir ideolojik mücadele yaÅŸanıyor. Bu mücadelenin tarafları arasında uzlaÅŸma zemini de mevcut deÄŸil.
AKP çizgisi Kobane önlerinde ideolojik rengini ve bitiÅŸini çok net sergiledi. Tezkere alayı-valasıyla ömrünü uzatma çabasındadır. Ancakideolojik olarak tükenmiÅŸ gerici bir çizginin uzatmaları olabilir ama bitiÅŸi kaçınılmazdır!..
DOÄžRU HABER
Henüz yorum yapılmamış.